VOLKAN DURMAZ YAZDI: Sahada Zorbalık Varken, Federasyonlar Ne Yapıyor?

Spor 29.12.2025 - 14:15, Güncelleme: 29.12.2025 - 14:15
 

VOLKAN DURMAZ YAZDI: Sahada Zorbalık Varken, Federasyonlar Ne Yapıyor?

VOLKAN DURMAZ YAZDI: Sahada Zorbalık Varken, Federasyonlar Ne Yapıyor?
Spor, çocuklar için bir rekabet alanı değil; bir güven alanı olmak zorundadır. Ancak bugün bazı altyapı takımlarında yaşanan olaylar, bu idealin ne kadarda konuya uzak düşüldüğünü acı biçimde göstermektedir. Henüz daha 10- 12 yaşındaki kız çocuklarının yer aldığı bir basketbol takımında, belirli birkaç kişi tarafından uygulanan akran zorbalığı, artık münferit bir olay olmaktan çıkmış, kurumsal yönetim ve sorumluluk tartışmasını zorunlu kılmıştır. Aynı forma altında ter dökmesi gereken çocuklar, okul kökenli gruplaşmalar üzerinden ayrıştırılıyor ve bazı oyuncular, takım arkadaşlarına yönelik dışlayıcı ve incitici sözlü, fiziksel davranışlara maruz bırakılıyor. Bu tabloya sessiz kalınması ise sorunu büyüten asıl mesledir. Buradan açıkça kulüplere ve federasyonlara seslenmek istiyorum Çocukların yer aldığı organizasyonlarda, yalnızca lisans çıkarmak, antrenman programı yapmak antremanlarda bağırmak çağırmak yeterli değildir. Kulüpler, sporcuların psikolojik güvenliğinide sağlamakla yükümlüdür. Federasyonlar ise bu yükümlülüğün yerine getirilip getirilmediğini denetlemek zorundadır!! Aksi durumda “altyapı” adı altında yürütülen faaliyetler, çocuklar için koruyucu değil tersine zarar verici bir hale gelir. Özellikle altı çizilmesi gereken bir başka konu da antrenör ve koçların bu konuklardaki kapasite yetersizliğidir. Bazı branşlarda antrenörler, teknik ve fiziksel yeterlilik testlerinden geçirilirken; çocuklarla kriz, zorbalık ve grup içi çatışmalarla nasıl başa çıkacaklarına dair herhangi bir eğitimden geçmemektedir. Bu büyük bir eksikliktir. Çocuk sporunda görev alan her antrenör, yalnızca oyun bilgisi fizik testi değil pedagojik donanımıda özellikle teste tabi olmalıdır. Zorbalık karşısında “karışmama” refleksi, mesleki ahlaka sığacak bir durum değil ve  görev ihmali olarak değerlendirilmek zorundadır. Sporun çocuklara dostluk, dayanışma ve kardeşlik öğretmesi beklenirken; sahalarda güç gösterisi, ayrıcalık ve sessiz onay üretiliyorsa, burada ciddi bir yönetim, antrenör, teknik ekip sorunu vardır. ayrıca, bu yazıda dile getirilmesi gereken bir başka rahatsız edici gerçek daha var       Adam kayırma. Ne yazık ki bu ülkede her alanda konuşulan AYRICALIK ilişkileri, spor sahalarının dışına taşmamış; aksine altyapılara kadar inmiştir. Bu her branşta geçerli bir durum.  Bazı çocukların daha “koruma altında ,korunaklı”, bazılarının ise daha “ yalnız ” bırakıldığı bir düzen, sporun ruhuna tamamen aykırıdır. Bu tür uygulamaların 9-12 yaş grubuna kadar düşmüş olması, meselenin ne kadar ciddiye alınması gerektiğini açıkça göstermektedir. Bu yazı bir suçlama metni değildir. Bu yazı bir ifşa da değildir. Bu yazı, kulüplere ve federasyonlara yapılmış açık bir çağrıdır: Denetleyin. Eğitin. Müdahale edin. Görmezden gelmeyin. Gerekeni yapın ki herkes durması gerektiği yeri bilsin , korksun ve adımını o göre atsın. Çünkü çocuklar susabilir. Ama yaşadıkları, onların sporla kuracağı ilişkiyi ömür boyu belirler. Belki de zorbalık yaşan çocuklar bir gün milli takımlarda boy gösterecek ama tarih alt yapıda yaşadıkları hiçbir zaman affetmeyecek. Ve spor, çocukların canını yakan bir alan haline gelmişse; orada kazanan kimse yoktur.  
VOLKAN DURMAZ YAZDI: Sahada Zorbalık Varken, Federasyonlar Ne Yapıyor?

Spor, çocuklar için bir rekabet alanı değil; bir güven alanı olmak zorundadır. Ancak bugün bazı altyapı takımlarında yaşanan olaylar, bu idealin ne kadarda konuya uzak düşüldüğünü acı biçimde göstermektedir. Henüz daha 10- 12 yaşındaki kız çocuklarının yer aldığı bir basketbol takımında, belirli birkaç kişi tarafından uygulanan akran zorbalığı, artık münferit bir olay olmaktan çıkmış, kurumsal yönetim ve sorumluluk tartışmasını zorunlu kılmıştır.

Aynı forma altında ter dökmesi gereken çocuklar, okul kökenli gruplaşmalar üzerinden ayrıştırılıyor ve bazı oyuncular, takım arkadaşlarına yönelik dışlayıcı ve incitici sözlü, fiziksel davranışlara maruz bırakılıyor. Bu tabloya sessiz kalınması ise sorunu büyüten asıl mesledir.

Buradan açıkça kulüplere ve federasyonlara seslenmek istiyorum

Çocukların yer aldığı organizasyonlarda, yalnızca lisans çıkarmak, antrenman programı yapmak antremanlarda bağırmak çağırmak yeterli değildir. Kulüpler, sporcuların psikolojik güvenliğinide sağlamakla yükümlüdür. Federasyonlar ise bu yükümlülüğün yerine getirilip getirilmediğini denetlemek zorundadır!! Aksi durumda “altyapı” adı altında yürütülen faaliyetler, çocuklar için koruyucu değil tersine zarar verici bir hale gelir.

Özellikle altı çizilmesi gereken bir başka konu da antrenör ve koçların bu konuklardaki kapasite yetersizliğidir. Bazı branşlarda antrenörler, teknik ve fiziksel yeterlilik testlerinden geçirilirken; çocuklarla kriz, zorbalık ve grup içi çatışmalarla nasıl başa çıkacaklarına dair herhangi bir eğitimden geçmemektedir. Bu büyük bir eksikliktir. Çocuk sporunda görev alan her antrenör, yalnızca oyun bilgisi fizik testi değil pedagojik donanımıda özellikle teste tabi olmalıdır.

Zorbalık karşısında “karışmama” refleksi, mesleki ahlaka sığacak bir durum değil ve  görev ihmali olarak değerlendirilmek zorundadır. Sporun çocuklara dostluk, dayanışma ve kardeşlik öğretmesi beklenirken; sahalarda güç gösterisi, ayrıcalık ve sessiz onay üretiliyorsa, burada ciddi bir yönetim, antrenör, teknik ekip sorunu vardır.

ayrıca, bu yazıda dile getirilmesi gereken bir başka rahatsız edici gerçek daha var
 

 

 

Adam kayırma.

Ne yazık ki bu ülkede her alanda konuşulan AYRICALIK ilişkileri, spor sahalarının dışına taşmamış; aksine altyapılara kadar inmiştir. Bu her branşta geçerli bir durum.  Bazı çocukların daha “koruma altında ,korunaklı”, bazılarının ise daha “ yalnız ” bırakıldığı bir düzen, sporun ruhuna tamamen aykırıdır. Bu tür uygulamaların 9-12 yaş grubuna kadar düşmüş olması, meselenin ne kadar ciddiye alınması gerektiğini açıkça göstermektedir.

Bu yazı bir suçlama metni değildir.
Bu yazı bir ifşa da değildir.

Bu yazı, kulüplere ve federasyonlara yapılmış açık bir çağrıdır:
Denetleyin. Eğitin. Müdahale edin. Görmezden gelmeyin. Gerekeni yapın ki herkes durması gerektiği yeri bilsin , korksun ve adımını o göre atsın.

Çünkü çocuklar susabilir.
Ama yaşadıkları, onların sporla kuracağı ilişkiyi ömür boyu belirler. Belki de zorbalık yaşan çocuklar bir gün milli takımlarda boy gösterecek ama tarih alt yapıda yaşadıkları hiçbir zaman affetmeyecek.

Ve spor, çocukların canını yakan bir alan haline gelmişse; orada kazanan kimse yoktur.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve milletgazetesi27.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.