VOLKAN DURMAZ YAZDI: BAŞARIYI SAYGI VE SEVGİ GETİRİR

Gündem 25.11.2025 - 12:04
 

VOLKAN DURMAZ YAZDI: BAŞARIYI SAYGI VE SEVGİ GETİRİR

VOLKAN DURMAZ YAZDI: BAŞARIYI SAYGI VE SEVGİ GETİRİR
Ülke sporunda her gün konuşacak, tartışacak, üzerine düşünülecek sayısız olay yaşanıyor. Başarılarımız var, umut veren gençlerimiz var, doğru yapıldığında dünyaya örnek olabilecek projelerimiz var. Aslında konuşmamız gereken bunlar… "Daha nasıl iyi yaparız? Daha fazla başarıyı nasıl yakalarız?" sorularını sormamız gerekir. Fakat ne yazık ki bu güzelliklerin üzerine sık sık gölge düşüyor. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yıllar önce söylediği o söz bugün sanki daha da anlam kazanıyor: "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim." Atatürk, adeta bu zamanları görmüş gibi… Sadece sporcu değil bu yönetici antrenör spor camiasında çalışan tüm bireyler için geçerli. Çünkü bugün spor alanlarında en çok ihtiyaç duyduğumuz şey ahlak, saygı ve sağduyu. Daha geçtiğimiz günlerde Gaziantep’te bir bayan voleybol takımımız komşu şehre maç yapmaya gidiyor. Ev sahibi takım galip geliyor, yani ortada bir gerginlik olması gerekmiyor. Ama maç sonrası çıkan kavga, genç kızları adeta ateşin ortasında bırakıyor. Sporun en masum yüzü olan genç sporcuların korkuyla, panikle bu anlara tanıklık etmesi kabul edilebilir bir şey değil. Geçmiş olsun diyor ve bir daha tekrarlanmamasını temenni ediyorum. Bu tür davranışları sergileyen kişilerin nasıl bir psikoloji ile hareket ettiğini bilemiyoruz. Ama bildiğimiz bir gerçek var: Bu davranışları yapanların bırakın stada alınmasını, stadın yakınına bile yaklaştırılmaması gerekir. Çünkü sporcu sahaya korkarak çıkmamalı. Deplasmana giderken “Başımıza ne gelecek?” kaygısı taşımamalı. Spor, bir yarışmadır; ama aynı zamanda barıştır, kardeşliktir, centilmenliktir. Bu ülkenin başarıya koşacak gençlere ihtiyacı var. Bizim de bu gençlerin önüne engel olmak değil, onlara destek olmak gibi bir görevimiz var. Belki eskiden spora erişim bu kadar kolay değildi; belki çocuklar için imkânlar sınırlıydı. Ama bugün aileler yağmur demeden, çamur demeden, kendi zamanlarından feragat ederek çocuklarını kurslara, antrenmanlara götürüyor. Bu büyük bir emek, büyük bir fedakârlık. O hâlde bize düşen nedir? Emeğe saygı duymak. Gençleri korumak. Şiddeti değil, sevgiyi ve saygı göstermek. Ancak bu şekilde başarıya ulaşacak sporcular yetiştirebiliriz. Ancak böyle geleceğe umutla bakabiliriz. Sporun ışığını gölgelemek isteyenlere karşı durarak, gençlerimizin yolunu açarak özgüven aşılayarak özlemini duyduğumuz başarılara ulaşabiliriz…    
VOLKAN DURMAZ YAZDI: BAŞARIYI SAYGI VE SEVGİ GETİRİR

Ülke sporunda her gün konuşacak, tartışacak, üzerine düşünülecek sayısız olay yaşanıyor. Başarılarımız var, umut veren gençlerimiz var, doğru yapıldığında dünyaya örnek olabilecek projelerimiz var. Aslında konuşmamız gereken bunlar… "Daha nasıl iyi yaparız? Daha fazla başarıyı nasıl yakalarız?" sorularını sormamız gerekir. Fakat ne yazık ki bu güzelliklerin üzerine sık sık gölge düşüyor.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yıllar önce söylediği o söz bugün sanki daha da anlam kazanıyor: "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim." Atatürk, adeta bu zamanları görmüş gibi… Sadece sporcu değil bu yönetici antrenör spor camiasında çalışan tüm bireyler için geçerli. Çünkü bugün spor alanlarında en çok ihtiyaç duyduğumuz şey ahlak, saygı ve sağduyu.

Daha geçtiğimiz günlerde Gaziantep’te bir bayan voleybol takımımız komşu şehre maç yapmaya gidiyor. Ev sahibi takım galip geliyor, yani ortada bir gerginlik olması gerekmiyor. Ama maç sonrası çıkan kavga, genç kızları adeta ateşin ortasında bırakıyor. Sporun en masum yüzü olan genç sporcuların korkuyla, panikle bu anlara tanıklık etmesi kabul edilebilir bir şey değil. Geçmiş olsun diyor ve bir daha tekrarlanmamasını temenni ediyorum.

Bu tür davranışları sergileyen kişilerin nasıl bir psikoloji ile hareket ettiğini bilemiyoruz. Ama bildiğimiz bir gerçek var: Bu davranışları yapanların bırakın stada alınmasını, stadın yakınına bile yaklaştırılmaması gerekir. Çünkü sporcu sahaya korkarak çıkmamalı. Deplasmana giderken “Başımıza ne gelecek?” kaygısı taşımamalı. Spor, bir yarışmadır; ama aynı zamanda barıştır, kardeşliktir, centilmenliktir.

Bu ülkenin başarıya koşacak gençlere ihtiyacı var. Bizim de bu gençlerin önüne engel olmak değil, onlara destek olmak gibi bir görevimiz var. Belki eskiden spora erişim bu kadar kolay değildi; belki çocuklar için imkânlar sınırlıydı. Ama bugün aileler yağmur demeden, çamur demeden, kendi zamanlarından feragat ederek çocuklarını kurslara, antrenmanlara götürüyor. Bu büyük bir emek, büyük bir fedakârlık.

O hâlde bize düşen nedir?

Emeğe saygı duymak. Gençleri korumak. Şiddeti değil, sevgiyi ve saygı göstermek.

Ancak bu şekilde başarıya ulaşacak sporcular yetiştirebiliriz. Ancak böyle geleceğe umutla bakabiliriz. Sporun ışığını gölgelemek isteyenlere karşı durarak, gençlerimizin yolunu açarak özgüven aşılayarak özlemini duyduğumuz başarılara ulaşabiliriz…

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve milletgazetesi27.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.